Premiumcuyuz - Ücretsiz Premium Hesaplar

Tam Versiyon: Hükümete Suriye uyarısı!
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’de Kürtlerin Türkiye sınırına yakın bazı yerleşim birimlerinde yönetimi ele geçirmesiyle başlayan “Kürt devleti” tartışmalarına yönelik, “İsrail’le yüzde 100 paralel hareket edecek ikinci devletin yapısı şekilleniyor, birleşik Kürdistan. Hükümet bu noktaya gelineceğini bilmiyor muydu?” eleştirisinde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

En kârlı devlet İsrail

Suriye’de bir Irak Kürdistan Özerk Bölgesi gibi bir Kürt bölgesi oluşturma çabası olduğunu herkes biliyordu. Yazıldı, çizildi peki biz ne yaptık? Bakın, gelinen noktada en kârlı devlet İsrail’dir. Ortadoğu’da kendisiyle yüzde 100 paralel hareket edecek ikinci bir devletin yapısı şekilleniyor. Yalnızca Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri kastederek söylemiyorum bunu, kastım Kuzey Irak’ı da içine alan bir devlet.

Ortadoğu bataklığı

Dış politikada atacağınız adımların yankısının, sonuçlarının ne olacağını bileceksiniz. Ne sonuçlar doğuracağını analiz etmeden, süreç analizi yapmadan nasıl hareket edersiniz? Dışişleri Bakanı’nın en büyük zaafı; süreç analizi yapmamış olmasıdır. Barzani’nin süreç içinde rolü bilinmiyor muydu? Tahmin edilmeyecek olaylar değildi ki bunlar. Bunları tahmin etmek için Dışişleri Bakanı ya da Başbakan olmaya gerek yok. Dış politika konusunda Ortadoğu bataklığına sürüklenen bir ülke olduk.

Küçümseyerek geçiştiriyorlar

Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay çıkmış, ‘Münferit bir bayrak asma olayı’ diyor, küçümseyerek geçiştirmeye çalışıyor. Siz Suriye konusunda Rusya’nın, Çin’in, İran’ın hatta Hindistan’ın gücünü, rolünü dikkate almadan sağlıklı bir dış politika oluşturamazsınız. Dış politikada ‘Aklıma her geleni yaparım, uygularım’ diye bir kural yoktur. Dahası başka ülkelerin çıkarları üzerinden dış politika oluşturmak gibi de bir kural
yoktur. Bugün geldiğimiz nokta ise bu iki durumun Türkiye için kural haline getirilmiş olmasıdır.
Olayları yönlendiren değil, olayların süreklediği bir Türkiye olduk. Üstelik nereye sürüklendiğimiz de belli değil.

Başbakan’ın gücü kalmadı

Üstelik Başbakan’ın da olayları yönlendirebilecek bir gücü kalmadı. Sözlerinin hiçbir Ortadoğu ülkesinde ciddiyeti yok. Başbakan’ı hangi Ortadoğu ülkesi ciddiye alıyor? Hangi ülke Başbakan’ın söyleminin ciddi bir ağırlığı olduğunu düşünüyor? Söylediklerinin tamamının arkası boş. Bize sadece ‘Sesini yükselt, bağır... Muhaliflere topla, onlara silah ver’ dediler. Bunlar telkindir. Bölgemiz ateş çemberine dönmüş, muhalefete bilgi verilmiyor. Dış politikaya iç politikadaki kavgalar tartışmalar yansımamalı. Türkiye’nin gelenekleri de en azından üst düzey bürokratların gelip muhalefete bilgi vermesi yönündedir.