03-07-2012, 15:28
Denizleri aşan, dalgaları kıran, üzerinden rüzgarlar esmiş kütükler… Uzak diyarlardaki ağaçlardan kopup sahile vurmuş bu doğal heykeller, Aydan Baktır'ın hayal gücüyle farklı birer yüze kavuştu.
'Denizle Gelenler' iki heykeltıraşın eseri… Biri doğa, diğeri Aydan Baktır…
Denizle Gelenlerin ortaya çıkış hikayesi: Sahildeki üç kadın…
Aydan Baktır, 'Denizden Gelenler' ismini verdiği koleksiyonun ortaya çıkış hikayesini bakın nasıl anlatıyor: "Bir gün Antalya'nın sahilinde üç kadın yürüyüşe çıktık. Masmavi bir deniz, alabildiğine uzanan kumsal, arkada portakal bahçeleri ve beyaz karlı tepeleriyle Toroslar. Tanrının insanoğluna en büyük armağanı doğa olmalı… Ve yürürken denizin sahile getirip bıraktığı kütükleri gördük. Ağaçlardan kopanlar, suları aşıp sahile vurmuş doğal heykellerdi. Üç kadın hepsinin doğanın verdiği formlarına aşık olarak, onları kucaklarımıza topladık ve de İstanbul'a getirdik. Benim denizden çıkanlar artıktan boyananlar işte böyle ortaya çıktı.
Daha sonra sahildeki kütüklere bakmaya başladım. Aynı istiridyenin içinde inci arayan inci avcıları gibi kütük peşinde koşmaya başladım. Her bulduğum ağaç, sahilde, kumların üzerinde, yılların içinde üzerinden dalgalar geçmiş, rüzgarlar esmiş, yarısı yanmış bir şekilde yer alıyordu. Sevgili Arda Canel'in de yardımıyla Uzunya'dan-Durusu'dan bulabildiğimiz her sahilden kütükleri toplayıp, atölyeye getirdik. Her kütük ziftlerle, çeşitli böceklerle kaplıydı. Bazılarının, özellikle büyük ve delikli olanlar akreplerin gizli yuvasıydı. Hepsini temizledik, alladık-pulladık, boyadık. İşte bizim denizleri aşan, dalgaları kıran ve sonra süslenip, püslenen kütüklerin öyküsü…"
Her bir form başka bir hayal
Tabiat insanı her zaman şaşırtıyor, özellikle formu ve daha sonra doğadan ötürü başına gelenlerin ince ince bir heykeltraşmışçasına üzerinde çalışmasıyla… "Bana her bir form başka hayal kurduruyor," diyor Aydan Baktır, "Boyalar kütüklerin makyaj malzemeleri, onlarla birazcık daha hayal dünyasına giriş yapıyorlar ve yaşamlarına başka kimliklerle devam ediyorlar. Kütük denildiğinde akla gelenden biraz daha fazlası…"
'Denizle Gelenler' iki heykeltıraşın eseri… Biri doğa, diğeri Aydan Baktır…
Denizle Gelenlerin ortaya çıkış hikayesi: Sahildeki üç kadın…
Aydan Baktır, 'Denizden Gelenler' ismini verdiği koleksiyonun ortaya çıkış hikayesini bakın nasıl anlatıyor: "Bir gün Antalya'nın sahilinde üç kadın yürüyüşe çıktık. Masmavi bir deniz, alabildiğine uzanan kumsal, arkada portakal bahçeleri ve beyaz karlı tepeleriyle Toroslar. Tanrının insanoğluna en büyük armağanı doğa olmalı… Ve yürürken denizin sahile getirip bıraktığı kütükleri gördük. Ağaçlardan kopanlar, suları aşıp sahile vurmuş doğal heykellerdi. Üç kadın hepsinin doğanın verdiği formlarına aşık olarak, onları kucaklarımıza topladık ve de İstanbul'a getirdik. Benim denizden çıkanlar artıktan boyananlar işte böyle ortaya çıktı.
Daha sonra sahildeki kütüklere bakmaya başladım. Aynı istiridyenin içinde inci arayan inci avcıları gibi kütük peşinde koşmaya başladım. Her bulduğum ağaç, sahilde, kumların üzerinde, yılların içinde üzerinden dalgalar geçmiş, rüzgarlar esmiş, yarısı yanmış bir şekilde yer alıyordu. Sevgili Arda Canel'in de yardımıyla Uzunya'dan-Durusu'dan bulabildiğimiz her sahilden kütükleri toplayıp, atölyeye getirdik. Her kütük ziftlerle, çeşitli böceklerle kaplıydı. Bazılarının, özellikle büyük ve delikli olanlar akreplerin gizli yuvasıydı. Hepsini temizledik, alladık-pulladık, boyadık. İşte bizim denizleri aşan, dalgaları kıran ve sonra süslenip, püslenen kütüklerin öyküsü…"
Her bir form başka bir hayal
Tabiat insanı her zaman şaşırtıyor, özellikle formu ve daha sonra doğadan ötürü başına gelenlerin ince ince bir heykeltraşmışçasına üzerinde çalışmasıyla… "Bana her bir form başka hayal kurduruyor," diyor Aydan Baktır, "Boyalar kütüklerin makyaj malzemeleri, onlarla birazcık daha hayal dünyasına giriş yapıyorlar ve yaşamlarına başka kimliklerle devam ediyorlar. Kütük denildiğinde akla gelenden biraz daha fazlası…"