01-07-2012, 16:09
Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Parti'li Recep Altepe, Marmara Denizi'ndeki kirliliğe dikkat çekerek, alınacak önlemler konusunda belediyelere önemli görevler düştüğünü söyledi. Başkan Altepe, Marmara Denizi'ne günde 2.1 milyon metreküp evsel atık su deşarj edildiğini belirtti.
Recep Altepe, ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan 'Deniz Bitmesin' programında denizlerde yaşanan kirlilik ve alınması gereken önlemler hakkında bilgiler verdi.
Marmara Denizi'nin hem kara hem de deniz kökenli kirlenme tehlikesi yaşadığını ifade eden Başkan Altepe, altyapının yetersiz olması, kanalizasyon toplama şebekesi ve arıtma tesislerinin bulunmaması ve işletme maliyeti nedeniyle arıtma tesislerinin çalıştırılamaması gibi nedenlerin, evsel kirlilik problemlerinin temelini oluşturduğunu kaydetti.
İstanbul civarında bulunan 4500 - 5000 kadar endüstri kuruluşundan, 0,3 milyon metreküp civarında atık suyun deşarj edildiğini dile getiren Başkan Altepe, şunları söyledi:
"Bu atık suların yüzde 50'si ise arıtılmadan denize bırakılıyor. Yapılan son araştırmalara göre, İzmit Körfezi'ne günde, 6,6 kilogram kurşun, 43,2 kilogram çinko, 1,9 kilogram bakır, 209 kilogram krom, 5,1 kilogram civa gibi ağır metallerin yanı sıra 10,9 ton azot ve 30,8 ton atık karışıyor. Marmara'ya, İstanbul'dan günde 1,2 milyon, Bursa'dan 0,3 milyon, İzmit'ten 0,2 milyon, diğer 5 şehirden de 0,4 milyon metreküp olmak üzere bölge genelinde 2,1 milyon metreküp evsel atıksu deşarj ediliyor. İstanbul Boğazı Karadeniz, Marmara ve Akdeniz´deki biyolojik çeşitliliğin varlığını sürdürmesi için yaşamsal öneme sahiptir. Akdeniz´den Karadeniz´e göç eden, başta balıklar olmak üzere deniz hayvanları için genetik bir köprü oluşturan İstanbul Boğazı, son zamanlarda ekolojik değişmelerin bir sonucu olarak biyolojik çeşitliliğin yaşanmasına bir engel haline geldi."
BELEDİYELERİN YÜZDE 32'SİNDE KANALİZASYON YOK
Türkiye genelinde denize kıyısı olan toplam 28 ildeki 1,257 belediyenin 399'unda yani yüzde 32'sinde kanalizasyon şebekesi dahi olmadığını dile getiren Başkan Altepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bin 257 belediyede sadece 124 adet arıtma tesisi var. 1257 belediyenin toplanan yıllık 2 milyar metreküp atık suyun 537 milyon metreküpü arıtılmadan sulara karışıyor. Bu kirlilik de en çok denizdeki canlı yaşamını tehdit ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu´nun 2008 yılında yaptığı araştırmaya göre, Karadeniz´de 50 yıl önce 52 olan balık çeşidinden 26´sının nesli tükendi. Geriye kalanların büyük bir kısmı da avlanılabilecek miktarın çok altında olmakla birlikte yaşamını sürdürüyor. Akya, Çipura, Avcı, Fangri, Dülger, Granyöz, Kırlangıç, Iskarmoz, Hani, Kolyoz, Kepez, Melanurya, Sarıgöz, Sarıağız, Orkinos, Orfoz, Mercan, Mırmır, Minakop, Sarpa, Sinarit, Trança, Lipsos ve Zurna artık Karadeniz'de göremeyeceğimiz balıklar listesindeki yerini aldı. Marmara Denizi'nde ekonomik değeri olan 140 deniz canlısı türü yok oldu. Fangri, Akya, Gelincik ve Hani Marmara'da artık görülmeyen balıklardan sadece bir kaçı."
ÇÖZÜM İÇİN OTORİTE ŞART
Deniz kirliliğine karşı alınacak önlemler konusunda Türkiye'nin artık zamanın kalmadığını dile getiren Başkan Altepe, yüzde 90'ı karasal kaynaklı olan kirliliğinin önüne geçmek için belediyelere önemli görevler düştüğünü kaydetti. Daha aktif bir politika izlenmesi gerektiğine değinen Başkan Altepe, "Sanayicilerin bu konuda sorumluluk duyması önemli. Bu iş otorite işi. Marmara çevresinde 10 bin fabrika ve 25 milyon nüfus baskısı var. Sanayiciler arıtmalarını tamamlamalı. Belediyeler de sıkı bir denetimin yanında gerekli yatırımlarını yaptı. Düne kadar pis kokudan geçilmeyen Haliç'te bugün balıklar avlanıp denize giriliyorsa, burada İstanbul il sınırının Büyükşehir Belediyesi sınırlarına olmasının büyük etkisi var. Yine İzmit Körfezi'nde balıklar yeniden yaşamaya başladıysa il sınırının büyükşehir sınırı olmasının etkisi büyük. Çünkü bu yatırımların tek elden ve kontrollü bir şekilde yürütülmesi önemli" diye konuştu.
Recep Altepe, ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan 'Deniz Bitmesin' programında denizlerde yaşanan kirlilik ve alınması gereken önlemler hakkında bilgiler verdi.
Marmara Denizi'nin hem kara hem de deniz kökenli kirlenme tehlikesi yaşadığını ifade eden Başkan Altepe, altyapının yetersiz olması, kanalizasyon toplama şebekesi ve arıtma tesislerinin bulunmaması ve işletme maliyeti nedeniyle arıtma tesislerinin çalıştırılamaması gibi nedenlerin, evsel kirlilik problemlerinin temelini oluşturduğunu kaydetti.
İstanbul civarında bulunan 4500 - 5000 kadar endüstri kuruluşundan, 0,3 milyon metreküp civarında atık suyun deşarj edildiğini dile getiren Başkan Altepe, şunları söyledi:
"Bu atık suların yüzde 50'si ise arıtılmadan denize bırakılıyor. Yapılan son araştırmalara göre, İzmit Körfezi'ne günde, 6,6 kilogram kurşun, 43,2 kilogram çinko, 1,9 kilogram bakır, 209 kilogram krom, 5,1 kilogram civa gibi ağır metallerin yanı sıra 10,9 ton azot ve 30,8 ton atık karışıyor. Marmara'ya, İstanbul'dan günde 1,2 milyon, Bursa'dan 0,3 milyon, İzmit'ten 0,2 milyon, diğer 5 şehirden de 0,4 milyon metreküp olmak üzere bölge genelinde 2,1 milyon metreküp evsel atıksu deşarj ediliyor. İstanbul Boğazı Karadeniz, Marmara ve Akdeniz´deki biyolojik çeşitliliğin varlığını sürdürmesi için yaşamsal öneme sahiptir. Akdeniz´den Karadeniz´e göç eden, başta balıklar olmak üzere deniz hayvanları için genetik bir köprü oluşturan İstanbul Boğazı, son zamanlarda ekolojik değişmelerin bir sonucu olarak biyolojik çeşitliliğin yaşanmasına bir engel haline geldi."
BELEDİYELERİN YÜZDE 32'SİNDE KANALİZASYON YOK
Türkiye genelinde denize kıyısı olan toplam 28 ildeki 1,257 belediyenin 399'unda yani yüzde 32'sinde kanalizasyon şebekesi dahi olmadığını dile getiren Başkan Altepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bin 257 belediyede sadece 124 adet arıtma tesisi var. 1257 belediyenin toplanan yıllık 2 milyar metreküp atık suyun 537 milyon metreküpü arıtılmadan sulara karışıyor. Bu kirlilik de en çok denizdeki canlı yaşamını tehdit ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu´nun 2008 yılında yaptığı araştırmaya göre, Karadeniz´de 50 yıl önce 52 olan balık çeşidinden 26´sının nesli tükendi. Geriye kalanların büyük bir kısmı da avlanılabilecek miktarın çok altında olmakla birlikte yaşamını sürdürüyor. Akya, Çipura, Avcı, Fangri, Dülger, Granyöz, Kırlangıç, Iskarmoz, Hani, Kolyoz, Kepez, Melanurya, Sarıgöz, Sarıağız, Orkinos, Orfoz, Mercan, Mırmır, Minakop, Sarpa, Sinarit, Trança, Lipsos ve Zurna artık Karadeniz'de göremeyeceğimiz balıklar listesindeki yerini aldı. Marmara Denizi'nde ekonomik değeri olan 140 deniz canlısı türü yok oldu. Fangri, Akya, Gelincik ve Hani Marmara'da artık görülmeyen balıklardan sadece bir kaçı."
ÇÖZÜM İÇİN OTORİTE ŞART
Deniz kirliliğine karşı alınacak önlemler konusunda Türkiye'nin artık zamanın kalmadığını dile getiren Başkan Altepe, yüzde 90'ı karasal kaynaklı olan kirliliğinin önüne geçmek için belediyelere önemli görevler düştüğünü kaydetti. Daha aktif bir politika izlenmesi gerektiğine değinen Başkan Altepe, "Sanayicilerin bu konuda sorumluluk duyması önemli. Bu iş otorite işi. Marmara çevresinde 10 bin fabrika ve 25 milyon nüfus baskısı var. Sanayiciler arıtmalarını tamamlamalı. Belediyeler de sıkı bir denetimin yanında gerekli yatırımlarını yaptı. Düne kadar pis kokudan geçilmeyen Haliç'te bugün balıklar avlanıp denize giriliyorsa, burada İstanbul il sınırının Büyükşehir Belediyesi sınırlarına olmasının büyük etkisi var. Yine İzmit Körfezi'nde balıklar yeniden yaşamaya başladıysa il sınırının büyükşehir sınırı olmasının etkisi büyük. Çünkü bu yatırımların tek elden ve kontrollü bir şekilde yürütülmesi önemli" diye konuştu.